Beslenme İle İlgili Bilgiler
Sezai SARIKÇI
Biltur Genel Müdürü/Gıda Mühendisi

İYOT MİNERALİNİN BESLENMEMİZDEKİ YERİ ve ÖNEMİ

Vücudun normal işleyişine devam etmesi, metabolizmanın düzenlenmesi ve hormonal dengenin korunması gibi pek çok durum için yeterli ve dengeli beslenme ile makro ve mikro besin ögesi gereksinimlerinin karşılanması gerekmektedir. Bazı mikro besin öğeleri vücut tarafından üretilemediğinden, yalnızca besinler yoluyla vücuda alınabilmektedir. Bu durum, dengeli ve yeterli beslenmenin önemini ön plana çıkarmaktadır. İyot minerali de vücut açısından oldukça önemli ve eksikliği en çok görülen mikro besin ögelerinden biridir.

İyot minerali, enerji metabolizması başta olmak üzere vücutta pek çok önemli göreve sahiptir. Protein sentezi gibi vücuttaki biyokimyasal reaksiyonları düzenleyen tiroid hormonlarının da önemli bir bileşeni olmakla beraber, anne karnındaki fetüsün ve bebeklerin iskelet ve merkezi sinir sisteminin gelişiminde de önemli rol oynamaktadır.

İyot, bazı besin kaynaklarında doğal olarak bulunan ancak vücudun kendi kendine üretemediği bir elementtir. Bu nedenle, vücuda alınması gereken iyot miktarının besinler yoluyla sağlanması önem taşımaktadır. Besinlerle yeterli miktarda iyot alınmaması durumunda iyot eksikliği ortaya çıkmaktadır; fakat kimi zaman kronik hastalıklar gibi fizyolojik durumlara veya yaşanılan coğrafi bölgeye bağlı olarak dengeli beslenmeye rağmen iyot eksikliği de görülebilmektedir. İyot eksikliği durumu ise, birçok hastalığa zemin hazırlamaktadır.

İnsanların büyüme ve gelişmesinde oldukça önemli yere sahip olan iyot elementinin eksikliği sonucunda birçok zihinsel gerilik ortaya çıkabilmektedir ve dünyada önlenebilir zihinsel geriliklerin başlıca nedeni iyot eksikliğidir. Tiroid hormonlarının üretilememesinden dolayı bu tür zihinsel gerilikler ve çeşitli hastalıklar ortaya çıkmaktadır. Hamilelik ve bebeklik döneminde iyot eksikliği kalıcı hastalıklara da yol açabilmektedir. İyot eksikliğinin en erken klinik belirtisi hipotiroidizm olarak görülmektedir. Çocukluk dönemindeki ciddi iyot eksikliğinde ise zeka gerilikleri görülme olasılığı yüksektir. İyot eksikliğinin daha hafif olması durumlarında ise hiperaktivite, dikkat bozukluğu ve odaklanamama gibi sonuçlar ortaya çıkabilmektedir. Yetişkinlerde iyot eksikliği başlangıçta guatr olmak üzere birçok komplikasyona yol açmakta, ek olarak bilişsel fonksiyonların yerine getirebilmesini güçleştirmektedir.

İyot eksikliğinin belirtileri tüm bireylerde benzer şekilde seyretmektedir ve büyük kısmı tiroid hormonu üretimindeki bozukluklara bağlı olarak gelişmektedir. Boyunda şişlik, cilt kuruluğu, yorgunluk, bilin bulanıklığı, yüksek kolesterol, saç dökülmesi ve kas gücünde azalma gibi belirtilerle kendini gösterebilmektedir.

İyot gereksiniminin ne kadar olduğu, yaşa göre değişkenlik göstermektedir. 0-5 yaş arası çocuklarda 90 mcg/gün, 6-12 yaş arası çocuklarda 120 mcg/gün, gençlerde ve yetişkinlerde 150 mcg/gün, hamilelik ve emzirme döneminde ise 200-300 mcg/gün iyot gereksinimi söz konusudur. Hamilelik dönemindeki rakama bakıldığında diğer bireylere oranla yaklaşık iki katına ulaşmış bir iyot gereksiniminin bulunduğu görülebilmektedir.

İyot eksikliğinden korunabilmek adına iyotlu sofra tuzları kullanılmalı, iyot içeriği yüksek olan yeşil sebzeler, balık ve deniz ürünleri gibi besinlere günlük beslenme düzeni içerisinde yeteri kadar yer verilmelidir. İyot eksikliği teşhis edilen bireyler ayrıca “guatrojen” besinler olarak da adlandırılan bir grup besini tüketmekten kaçınmalıdır. Bunların arasında brokoli, karnabahar, Brüksel lahanası, turp, şalgam, lahana, karalahana, ıspanak, tatlı patates, soya sütü ve soya fasulyesi gibi besinler yer alır. Bu besinler guatr yapıcı besinler olarak da adlandırılmakta ve tiroid bezinde iyodun tutulmasını güçleştirmektedir.

İyot, ısıdan ve ışıktan etkilendiği için aldığınız iyotlu tuzun kapalı kutularda saklanması ve yemek piştikten sonra yemeklere katılması kayıpları en aza indirecektir.

Sağlıklı günler...

Copyright ® 2015 - BİLTUR CATERING - Her hakkı saklıdır.