Çocukların büyüme ve gelişmelerini, ruhsal ve fiziksel açıdan sağlıklı olmalarını doğrudan etkileyen faktörlerden biri, yaş, cinsiyet ve aktiviteye uygun olarak yeterli ve dengeli beslenmeleridir.
Sağlıklı bir yaşam için en önemli faktörlerden biri olan dengeli beslenme, vücutta meydana gelebilecek hastalıklara karşı, vücudun direncini artırmakta ve hastalıklara yakalanma olasılığını azaltmaktadır.
Dengeli beslenme, hayvansal ve bitkisel besin maddelerinin bilinçli bir biçimde tüketilmesiyle sağlanmaktadır.
Bitkisel besin maddeleri arasında yer alan sebzeler, sağlıklı beslenmenin ve sağlıklı yaşamın önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Çocuk beslenmesinde büyüme ve gelişme için et, süt, yumurta gibi temel besin öğelerinin yanında sebze tüketimi de önem taşımaktadır.
Sebzeler enerji içeriğinin düşük, vitamin, mineral madde ve gıda lifi içeriğinin yüksek olması nedeniyle, günümüz beslenmesi ve insan sağlığı açısından önemli bir gıda grubudur.
Sebzeler antioksidan maddeler bakımından zengin kaynaklar olup, yapılan çalışmalar, sebzelerin kalp sağlığının korunmasında, diyabetin önüne geçilmesinde kanser ve yaşlanmaya bağlı oluşan çeşitli hastalıkların önlenmesinde etkili olduğunu göstermektedir.
Her renkten sebze tüketimi sağlık açısından önem taşımakta olup, sebzeler A, C, E, K ve B vitaminlerini içermekte, bunların yanı sıra yapılarında potasyum, kalsiyum, magnezyum, çinko, fosfor ve demir gibi mineraller de bulunmaktadır.
C vitamini açısından zengin olan yeşil renkli ıspanak, maydanoz, tere, roka, brokoli, taze fasulye gibi sebzeler, hastalıklara karşı direncin oluşmasında, vücuttaki zararlı maddelerin uzaklaştırılmasında ve güçlü kemiklere sahip olunmasında etkili olmaktadır.
Havuç gibi A vitamini açısından zengin sebzeler hücre yenilenmesi, doku onarımı deri ve göz sağlığını korumada görev almakta, kırmızı renkli domates, turp, biber gibi sebzeler ise pek çok kanser türüne karşı koruyucu etki göstermektedir.
Sebzelerde bulunan E vitamini C vitamini ile birlikte çalışarak güneşin zararlı etkilerine karşı da cildin korunmasını sağlamaktadır.
Lif açısından zengin olan sebzeler, sindirim sisteminin sağlıklı çalışmasını sağlamakta daha uzun süren tokluk sağlayarak kilo vermeye yardımcı olmakta böylece obeziteye karşı koruyucu etkide bulunmaktadır.
Okul öncesi dönemde çocuklar, besinler konusunda çok seçici ve her besine verdiği tepkiler ise farklı olmaktadır. Besin konusunda seçici olan okul öncesi dönem çocuklarının sebzelere karşı tepki gösterdikleri bunun sonucunda ise sebze tüketimlerinin düşük olduğunu saptanmıştır.
Bu durum çocuğun ek besinlere geçişte sebzeyle tanıştırılmaması, aile, arkadaş, öğretmen gibi çocuğun yakın çevresinde ki kişilerin sebze sevmemesi, tüketmemesi, sebzeler hakkında olumsuz yorumlar yapılması, çocukların sebzelerin kokusundan, tadından, görünümünden hoşlanmaması gibi nedenlerden kaynaklanmaktadır.
Günümüzde yüksek enerjili, lif açısından fakir, kan şekerini hızlı yükselten yağ ve tuz içeriği fazla fast food tarzı gıdalar yerine çocukları sebze tüketimine teşvik etmek için sebzeleri değişik ve eğlenceli bir şekilde sunmak etkili bir yöntemdir.
Çocuklar sofraya oturdukları zaman yemeği önce görünümü ile değerlendirmektedir. Renkli sebzelerle çocuğun hoşuna gidecek görseller yaratılması çocuğun iştahını açarak o besinleri tüketmesini sağlamaktadır. Domatesli, zeytinli uğurböcekleri, sebzeli köftelerden insan figürleri, kurabiye kalıpları ile kesilen kabaklar gibi yaratıcılığı geliştiren ürünler hazırlanması çocukların ilgisini çekmektedir.
Çocuklar anne ve babayı taklit ettiklerinden anne ve babaların sebze tüketiyor olması çocukları sebze yemeye teşvik etmede en önemli yöntemlerden biri olmaktadır. Sofralarda her gün bir çeşit sebzeye yer verilerek çocukların gözleri önünde onları tüketmeye özen gösterilmelidir.
Sofralarda her gün bir çeşit sebzeye yer verilerek çocukların gözleri önünde onları tüketmeye özen gösterilmelidir.
Sebzeler çocuğun sevdiği yemeklerin içine karıştırılarak sunum yapılmalıdır. Örneğin köfte içerisine ıspanak, börek içerisine pırasa veya sebzeler püre haline getirilip makarna ve çorba içerisine katılarak tüketmeleri sağlanabilmektedir.
Alışveriş yaparken çocuğun sebzelerle tanıştırılması, sebzelere dokunması, onları koklaması hatta seçerek alışveriş yapması onları sebzelere alıştırmakta ve severek tüketmelerini kolaylaştırmaktadır.
Sofrada sürekli yeri olan bir besin bir süre sonra çocukta tadına bakma merakı uyandırdığı için çocuk bir kez reddetse bile o sebzeyi çocuğun karşısına çıkarmaktan vazgeçilmemelidir.
Sebzeleri çocuklara farklı pişirme yöntemleri ile sunmak onların sebze tüketimini artırmaktadır. Haşlanmış sebzeler yalın tatları nedeniyle çocuğun hoşuna gitmeyeceğinden, fırında pişirme yöntemiyle dışı çıtır içi yumuşak sebzeler çocuğun sebze tüketimini artırmaktadır.
Çocuklara salatalık, domates, turp, havuç, renkli biberler gibi çiğ sebzelerin kullanılarak hazırlandığı salatalarda sofralardan eksik edilmemelidir.
Anne ve babaların çocukların büyüme ve gelişmeleri için sebze tüketimine özen göstermeleri gerekmektedir.
Sağlıklı günler...