Beslenme alışkanlıkları, bireylerin günlük hayatlarındaki seçimlerinin büyük kısmına etki etmektedir. Gün içerisinde gıdalar, çoğunlukla kişilerin beslenme bilgisine, kişisel zevklerine veya anlık duygu ve isteklerine göre tercih edilerek tüketilmektedir. Bu noktada en önemli ve üzerinde durulması gereken konu kişilerin beslenme bilgisidir.
Bireyden başlayan ve beslenme alışkanlıklarının kazanılmasına etki eden beslenme bilgisi, topluma doğru genelleşmektedir. Özellikle çocukların sağlıklı ve bilinçli yetiştirilmesi, toplumun geleceğini sağlıklı hale getirebilmektedir. Çocukların kişiliklerinin biçim kazanmaya başladığı dönem olan okul öncesi çağda, beslenmenin iyi olmasının yanı sıra bunu sağlayan alışkanlıkların edinilmesi de çok önemlidir. Çünkü tüm alışkanlıklar gibi yeterli ve dengeli beslenme alışkanlıkları da çocukluk yıllarında kazanılmaktadır ve bireyler ileriki yaşlarında bunları sergilemektedir. Bu alışkanlıklar, çocukluk çağında sağlıklı bir büyüme dönemine destek olduğu gibi, ileriki yaşlarda da kronik hastalıklara yakalanma riskini azaltabilmektedir.
Öğrenme ve eğitimin temel olarak başladığı birim olan aile, beslenme bilgisi ve bu konudaki alışkanlıkların oluşumunda da büyük etkiye sahiptir. Bu dönemde çocuklar, kendilerine aileleri tarafından sunulan besinleri tüketerek beslenmelerini sağladığı için, aile bireylerinin beslenme alışkanlıkları tamamı ile tüketilen besin çeşitliliğine yansımaktadır. Bunun dışında, aile bireylerinin yeme davranışlarını taklit eden çocuklar, onların alışkanlıklarını benimseyebilmekte ve kendisine sunulan besinlere karşı ebeveynlerinden gördüğü şekilde tepkiler verebilmektedir. Bu nedenle, çocuklara verilen beslenme bilgisinin önemi kadar çevresindeki bireylerin yeme davranışları da önemlidir.
Çocukluk çağının tüm evrelerinde olduğu gibi, okul öncesi dönemde de çocukların günlük yaşamının büyük kısmı okulda geçmektedir. Dolayısıyla, aile ortamından sonra temel öğretiler ve alışkanlıkların kazanıldığı ortam da okul olmaktadır. Günün büyük bir kısmının geçtiği mekânlar olmasının dışında okullar, günlük beslenme ihtiyacının neredeyse tamamının karşılandığı ortamlardır. Bu sebeple, okullarda süregelen yemek hizmetleri çocukların gelişimini olumlu yönde desteklemeyi ve sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırmayı amaçlamaktadır.
Okul çağı çocuklarının yemek yeme davranışı üzerine olan çalışmalarda neredeyse yarısının hiç sebze yemediği, %20-30’unun meyve yemediği, atıştırmalıkları çok sık tüketip öğün atladıkları belirlenmiştir. Öğün atlama alışkanlığı, sık rastlanan ve olumsuz sonuçları olan bir yeme davranışıdır. Çünkü öğün atlama, vücudun besin ihtiyacının tümünün geri kalan öğünlerde karşılanmasını zorlaştırmaktadır ve beslenme durumunu kötüleştirmektedir. En sık atlanan öğünün, günün en önemli öğünü olan kahvaltı olduğu belirlenmiştir.
Okullarda sabah kahvaltısı, öğle yemeği ve ikindi öğününün tüketilmesi, belirli bir öğün düzeninin oluşturulmasını sağlarken aynı zamanda çocukların ihtiyaç duyduğu tüm besin gruplarının farklı öğünlerde alınmasına da yardımcı olmaktadır. Özellikle anaokullarında sabah kahvaltısının veriliyor olması, çocuklarda kahvaltı alışkanlığının küçük yaşlardan itibaren kazanılmasını sağlamaktadır. Yine aynı şekilde öğle yemeklerinde ve ikindi öğünlerinde fazla tercih edilmeyen sebze ve meyve gruplarının tüketilmesi sağlanabilmektedir.
Erken çocukluk dönemi çocukların arkadaşlarıyla yemek yemeye başladığı, bilişsel, fiziksel ve sosyal büyümenin gerçekleştiği bir dönemdir. Okullarda da çocuklar, öğretmenleri veya arkadaşları sayesinde yemek tercihinde bulunup yeni yemekler deneyebilmektedir. Bu seçimlerin ve deneyimlerin sağlıklı beslenme modeline uygun devam edebilmesi için okul öncesi dönemden başlayacak şekilde eğitim kurumlarında ebeveynlere, öğretmenlere ve çocuklara beslenme eğitimi programları uygulanması faydalı olabilmektedir. 4-6 yaş okul öncesi çocuklarıyla yapılan bir çalışmaya göre beslenme eğitimi alan çocukların besinler hakkındaki bilgi düzeylerinde artış olduğu ve çocukların sağlıklı beslenme alışkanlığı edinmelerinin daha kolay olduğu sonucuna varılmıştır.
Okul kantinleri ve okullardaki yiyecek- içecek otomatları da çocukların beslenme davranışını ve alışkanlıklarını olumsuz etkileyebilmektedir. Sık sık kantinden beslenen öğrencilerde şeker, yağ, tuz açısından zengin; ancak mineral, vitamin ve lif açısından fakir beslenme alışkanlıkları gelişmektedir. Bu sebeple okulda dengeli beslenme son derece önemlidir.
Tüm bunlar göz önüne alındığında, aile başta olmak üzere, eğitim kurumlarının ve öğretmenlerin çocukların sağlıklı yeme davranışı göstermesinde ve beslenme bilgi düzeylerindeki artışta büyük oranda etkiye sahip olduğu görülmektedir. Öğrenme çağında olan çocuklara sağlıkla beslenme arasındaki ilişkileri öğretmek ve çocuklara iyi örnek olarak sağlıklı yaşam için yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırmak hedef olmalıdır.
Sağlıklı günler...